ZAMAN NESNEL Mİ YAŞANIR?
Aslında bu soruyu şöyle de sorabiliriz: Her şeyin bir zamanı var mıdır? Biraz düşündüğümüzde bu sorunun cevabı hem evet hem hayırdır. Evet, çünkü yapılan eylemlerin birçoğu geri döndürülemezdir ve köşesinden kenarından az hasarla kurtulmak istiyorsanız çok sürmeden harekete geçmeniz gerekir (örneğin birini kırdığınızda o söz ağzınızdan çıkmıştır, onu hiç söylememiş gibi sayamazsınız ve o an ya da o andan kısa bir süre sonra telafi işine girişmek iyi sonuçlara yol açabilir.). Hayır, çünkü bizler iradesi olan canlılarız, yani içgüdülerimizle hareket etmez veya zorunluluklarla yaşamımızı idame ettirmeyiz (mesela bir aslanın büyümesi, aynı standart yaşa gelince bir erkek/dişi bulması ve neslini devam ettirmesi gerekir gibi). Sorunun cevabının ikili çıkmasının sebebi ise sorunun hatalı oluşundan kaynaklanır. Zaten sorunun asıl soruluş gayesi de ilk anlamından çok uzaktır. Soruyu hatalı yapanlar:
1. “Her şey” olarak belirtilen genelleme ifadesi: Hayatın içinde kesin ifadelerin bilim dışında (hatta orada bile muğlak konuşulduğu olur) yer almadığının görmezden gelinmesi, sorunun yanlışlığını göstermiş olur. Bu bir bilişsel çarpıtmadır, aşırı genellenmiş ve kurala bağlanmış bir ifadedir. Her şeyi elde edebileceği umulan bir insanın bile elde edemediği birçok şey olduğunun farkına varmak gerekir. “Böyle olmalı” kalıbı da buna eşlik ettiğinde ve kalıba dahil olan isteğin gerçekleşmemesi durumunda kişi yoğun bir bunalıma hatta depresyona girebiliyor. Hayat, “olabilir” üzerine inşa edilir çünkü şu an içinde bulunduğunuz saatin bile bir garantisi yoktur.
2. Tek kalıp yaşantılar: Önce liseyi bitirelim, sonra iyi bir üniversite kazanalım ama illa bu olmak zorunda, ardında atanayım/bu kurumda çalışayım (kendinize göre yuvarlayabilirsiniz), yaşım geldiği için acilen evlenmem gerek, ee hadi evlendik ya bir çocuk yapalım... Bu liste böyle uzar gider. İnsan, aynı hat üzerinde seyrine devam eden bir hızlı tren değildir. Hızlı trenin bile durması gerektiği duraklar varken bir insan olarak bu akışı aynı monotonlukta durmadan devam ettirmenin sana ne katkısı var? İşin sonu “al yaptım işte, şimdi ne oldu?” hayıflanmasına çıkacaksa yitip giden bunca zaman ve emeğin bir anlamı var mıdır? Bu kısma bazı okurlar şunu diyebilir: Ee ama gelişim görevleri öyle demiyor. Evet, gelişim görevlerimiz var ancak işi kuramlardan vuracaksanız şunu da eklemek gerek: Her kuram kendinden önceki kuramı fazlasıyla katı olmakla eleştirmiştir. İnsan olarak bazı yaşantıları geçirmek elzem olabilir ama o yaşantı olmadan da ömrünü tamamlayabilirsin ve bu sende derin yaralar açmaz.
3. Kasıt: Bu genellikle çevre baskısı olarak adlandırılabilir. “Yaşıtların evlendi ama sen hala iş sahibi bile olamadın.” Çevre baskısına eğilen boyun sebebiyle kişi karşısındakileri haklı görür ve kendisini bu durum için suçlar durur. Oysaki onun zamanıyla çevresindekilerin zamanı bir değildir. Yani o zamanda o yaşantı olmak zorunda değildir. Birisi senin okuduğun günlerde iş sahibi olur, yükselişler ve düşüşler görür. Aynı şekilde senin okuduğun yıllarda bir başkası da senin konumuna erişmek için uğraşır. Görüldüğü gibi her insan aynı zamanda aynı yaşantıyı yaşamaz. Zamanını beklemeyi öğrenmeli insan. Her şeyin bir zamanı var mıdır sorusundan ziyade şunu bilmek gerekir: Herkesin bir zamanı vardır, zaman ile mücadele etme, onu kabullen ve onunla barış.
Son Söz Olarak Bir Alıntı:
Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söylenip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikâyet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?
Samed Behrengi- Küçük Kara Balık isimli kitabın 13. sayfası
Furkan Sadık Öz
Merhaba, ben Furkan Sadık Öz. Bayburt Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü 2019 yılı mezunuyum. Bayburt'ta bulunan anaokulunda ve ilkokulda almış olduğum zorunlu stajlarla kendime yeni bilgiler ve tecrübeler eklemekte ve şuan çalışmakta olduğum özel eğitim kurumunda edindiğim deneyimlerle de bunları arttırmaya çalışmaktayım. Özellikle yoğunlaştığım alan çocuklardır ve kendimi bu konuda geliştirmek için elimden geleni yapmaktayım. Bunun dışında hobilerim arasında yazı yazmak bulunduğundan ötürü birkaç çevrimiçi dergide yazı yazmaktayım. Bunun yanı sıra Kızıl Gelincik isimli kitabın yazarlarından birisiyim. Aynı zamanda yazmış olduğum iki kitabım da yakın tarihte basıma verilecektir. Her geçen gün kendime, çocuklara ve insanlara katkıda bulunmak için çabalamakta ve bu azmi sürdürmekteyim.