blog-image

DÜNYA İLE BENİM ARAMDA

 

Derken bir gün dünya beni yanına aldı. Tarafıma geç, pişman olmazsın. Burası var ya burası, oyunu kuralına göre oynayanındır. Bir saçmalık yapma sakın, görmezden gel. Geçer boş ver. Alışırsın. Ne dersem o. Burada işler böyle, işine gelirse.

Ben birden bire dünya ile aramda nasıl kaldım? Sokakları ezberlemek faydasızdı. Uçurumlar güzeldi. Lastik kokusu, pres sesi, cıvatalar. Martılar vardı, uzaktalar.

Deniz kokuyor, pencereyi kapat. Acı içimde buruklaşıyor, ona bir çare gerek. İnsan nasıl acayip bir yalnızlıkta çürüyor? Işıklandırmalar, kar taneleri, gümüş, kokinalar. Kıştı bu. Tanırdı her gören. Böyle kolay anlaşılmak nasıldı?

Mezarlıklar kalplerimizin içine benzerdi. Öylesine bedbaht, ölesiye susmuş. Canım yanınca toprağa uzanırdım. O soğukluk sanki içimin acısını alırdı. Ölümle aşk ne yakındı bu yüzden. İkisi de insanı mahzun bırakırdı. Bir ölünün gözleriyle bir aşığın gözleri aynı soğuklukta solardı. Âşık olunca toprağa atıverdim kendimi. Uçurumlar ne güzeldi. Martılar ne kadar uzakta. Canım ne çok yanardı.

Boya kalemleri, dağlardan inen mavi şelale, şelalenin kemeri. Israrla o çağlayan suya bir kemer çizerdim. Israrla zapt etmeye çalışırdım dünya seni. İçimde çağlamana hiç izin vermedim. İyi mi ettim? Bu kemeri silsem resimden, yerini tekrar maviyle doldursam, tarlalarımı su basar mı? Kıtlık yayılır mı köyümde? Hastalıklar türer belki. İncecik belli kızlar iki büklüm solar yatağında, oğlanların saçını keserler, alınlarına bez koyarlar. Çocuklar büyüyemez belki.

Dünya sen sanıyor musun ki ben korkuyorum senden? Ha-ha. HA-HA. Beni korkutan hep bendim ben. Sen kimsin be. Seni kale alır mıyım ben. Bir gün baktım ki karşımdasın. Parmağını sallıyorsun boyuna. Burada işler böyle, işine gelirse. Alışırsın, bir saçmalık yapma sakın. Burası var ya burası… Öylecesin. Öylece tombul, parlak, kırmızı bir yanağa benziyorsun, komiksin. Elma şekerine benziyorsun bazen, kanmayacağım.

Büyüyordum. Büyürken yarıklar oluşur. O yarıklardan içeri düşerdim. Bazılarından hiç kolay çıkamazdım. Yüzümde çizgiler belirginleşmiş, saçımdaki teller beyazlamış olurdu. Daha az güldüğümü fark ederdim. Işıklar gözümü yorardı, insanlar yorardı. Saklanırdım. Fakat bir yerimden tutup çıkarırdın beni sen. Rabbim seni çok iyi anlardım. Yarıklarımdan Rabbim, seni anladığım zaman ışıklar saçılırdı.

https://newspdr.com/

Melike Yavuzay

16.11.1999 Kandıra Kocaeli'de doğdum. Uludağ Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden 2021 yılında mezun oldum. Oyun Terapisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi uygulayıcısıyım. Psikoloji alanında yazı ve makalelerim bulunmaktadır.

Binlerce Mutlu Öğrenciye Katılın!

Bültenimize abone olun ve en son haberleri ve güncellemeleri alın!