blog-image

Rüya & Hayal

 


 

‘düşündüklerimizi dışa vurmadığımız için rüyalar görürüz’


 

 

ilk başta biraz ilginç gelse de doğru olması mümkündür. biraz bunu deneyerek anlayabiliriz. örneğin yeni bir işe başladınız ve güzel ilerleyen işin bitiminde ne kadar yorulduğunuzu, gün içinde gözden geçirdiğiniz de anlayacaksınız. fakat uyuma esnasında o yorgunlukta gördüğümüz rüyaları hatırlamayabiliriz. yanımızda birinin uyuması veya olması sizin iş yoğunluğunda kullandığınız kelimeleri duyacaktır. rüyada konuşmanız ve hâlâ işte olduğunuzu görebilirler. evet bu konuşmalar gün içinde düşündüklerinizi rüyanızda gördüğünüzü gösterir. sadece iş olarak bakmamalıyız. birini düşündüğünüzde o kişiyi rüyanızda görürsünüz. aklınıza takılan ne varsa görürsünüz ama hatırlamayabilirsiniz.

peki, rüyamızda gördüğümüz şeyler gerçek hayatta gerçekleşen durumlarsa. veya rüyamızda terk edildiğimizi görüp gerçekten de gerçekleşmesi.

*bilinçdışının sezgisel uyarısı (öz-farkındalık)

rüya, sen farkında olmasan da bazı ipuçlarını sezmiş olabileceğini gösterir: 

- davranış değişiklikleri 

- duygusal mesafe 

- güven duygusunda zayıflama 

zihin bu bilgileri rüyada işler; bu bir “ön-sezi” gibi yaşanabilir.

 

*bilinçdışı korkuların gerçekleşmesi (kendini gerçekleştiren kehanet) 

eğer ilişkide zaten bir güvensizlik, kaygı ya da değersizlik hissi varsa:

- rüya bu korkuları yansıtır. 

- rüyadan sonra yaşananlar, senin davranışlarını etkileyip (şüphe, baskı, kaygı) partneri uzaklaştırmış olabilir. 

yani rüya, bir “iç korkunun dışa yansıması” gibi davranmış olabilir.

*bağlanma stili & travmatik tekrar 

eğer geçmişte ihanet, terk edilme veya güven kırılması yaşadıysan:

- zihnin bunu yeniden yaşamaya programlı olabilir (Freud’un tekrarlama zorlantısı). 

- rüya bir “uyarı” değil, eski travmanın bilinçdışındaki yankısı olabilir. Sonra yaşananlar da bu döngünün bir parçasıdır.

 

Danışan

S.M (Erkek, 35 yaşında)

Kendi işim de kamu memuru olarak çalışmaktayım. Bekarım, annem ve babamla yaşıyorum. Boş zamanlarımda ev ile ilgili işlerle ilgileniyorum. Babam ve annem 70 yaşındalar. Annemin hastalıkları onu çöktürdü. Sürekli yeni hastalıklar ortaya çıkıyor. Bu durum da beni üzüyor.

Yıllık iznime ayrıldığım zamanlar da sürekli evde olurdum. Bir akşam yağmurlu bir gün de hafif uzanmış uykuya dalmıştım. Rüyamda annemin ölüm haberini yağmurlu bir günde aldığımı gördüm. Evet, herkes çok üzgün ve babam üzüntüden kendini yıpratmış, balkonda yağmuru seyrederek ağlamaktaydı. İlk başta ne olduğunu anlayamadım şoktaydım. Nasıl olur böyle bir şey az önce kahvaltı yapıyorduk. Ve hiçbir şeyi yoktu. Bir an da oldu her şey. İnançlı biriyim ve ölümün bir anda geldiğini biliyorum. Fakat hâlâ şokta olup ne yapacağımı bilemedim.

Annemle aramız kötü değil. Klasik anne oğul tartışmalarımız var başka da bir sorunumuz yok. Fakat bu rüyayı görmem beni çok etkiledi. Uyumak istemedim çünkü tekrar görür müyüm düşüncesi beni biraz yıprattı. O günden sonra anneme daha duyarlı davrandım. Onunla kalmayı tercih ettim. Nereye gitsem yakınıma aldım. Şu an durumu iyi ama hastalığı aynı şekilde ilerliyor. Demans olduğunu söylüyorlar. Bilmiyorum hâlâ düşünmekteyim.

Dindar biri olduğum için bir zaman sonra arkadaşımla otururken o bana gördüğü rüyayı anlatmak istemişti. Rüyaya dinen cevap vermem gerektiğini istemişti. Bana rüyasında ‘’ annesini kaybetme haberini aldığını’’ söyleyince bir anda kendi rüyam aklıma geldi. Bu nasıl olabilir diye sorgulamaya başladım. Nasıl olur da aynı rüyaları gördük. Her şey aynısı gibiydi sanki benim rüyam da o da varmış gibi anlattı. Çok huzursuz hissettim.

 

bu tür rüyalar — özellikle sevdiklerini kaybetmek ve ortak semboller görmek — psikolojik olarak güçlü anlamlar taşır ama gerçek bir kehanetten çok, içsel korkuların, kaygıların ve bağların bir yansımasıdır. İşte bu durumu psikolojik olarak açıklayan birkaç nokta:

 

*kaybetme korkusu (bağlılık ve ölüm farkındalığı) 

anneyi rüyada kaybetmek, genellikle:

- bağımlılığın bitmesi 

- hayatın kontrolünü alma gerekliliği 

- ya da ayrılık ve ölüm korkusunun simgesidir.

 

annen canlıysa, bu rüya onun için değil, senin içsel korkularınla ilgilidir.

 

*kolektif bilinçdışı ve ortak temalar (Carl Jung) 

senin ve arkadaşının benzer rüyalar görmesi tesadüf gibi görünse de, Jung’un “kolektif bilinçdışı” kavramıyla açıklanabilir. özellikle:

- sonbahar = bitiş, döngünün sonu, değişim

- anne = şefkat, kök, güven duygusu

 

aynı dönemde aynı simgeler görmeniz, ortak duygusal süreçlerden geçmenizi gösterir — belki bilinçsizce “değişim, kayıp ya da büyüme” hissediyor.

 

*ölüm rüyada genellikle "ölüm" değil, dönüşüm demektir 

psikolojik olarak birinin rüyada ölmesi, o kişiyle ilişkide bir değişimi, bir dönemin bitişini ya da senin kişisel dönüşümünü simgeler.

 

*endişe, kaygı ve rüya aktarımı

hayatınızda stres, kaygı, belirsizlik varsa (özellikle annelerle ilgili), zihniniz bu duyguları rüya yoluyla işler. bir arkadaşla bu benzerliği paylaşmak, duygusal olarak ortaklaştığınız bir şeyin yansıması olabilir.

 

 

********************************************************

 

nedir bu kişisel dönüşüm?

kişisel dönüşüm, bireyin içsel farkındalık kazanarak düşünce, duygu, davranış ve yaşam tarzında bilinçli değişimler yapması sürecidir. bu dönüşüm genellikle kriz, kayıp, yoğun duygular, büyük kararlar veya derin içsel sorgulamalarla tetiklenir.

 

temel özellikleri:

*farkındalık 

   - “ben kimim?”, “nasıl yaşıyorum?”, “gerçekten ne istiyorum?” gibi sorularla başlar. 

   - otomatik davranışlar sorgulanır.

*eski kalıpların bırakılması 

   - zararlı alışkanlıklar, düşünce yapıları veya ilişkiler terk edilir. 

   - konfor alanı sarsılır.

*yeni değerlerin oluşması 

   - daha derin bir anlam, yön ya da yaşam amacı gelişir. 

   - kişi artık “aynı kişi” gibi hissetmez ama daha gerçek hisseder.

*duygusal olgunluk 

   - duyguları bastırmak yerine anlamak ve yönetmek gelişir. 

   - bağ kurma, sınır koyma ve öz-değer artar.

*içsel huzur ve denge arayışı 

   - dışarıdan çok, içeride olanla ilgilenme başlar. 

   - başarıdan çok anlam ve bütünlük önem kazanır.

 

kişisel dönüşüm, bir “değişmek” değil, aslında daha çok “kendine dönmek” sürecidir. eski seni bırakmak değil, öz benliğini keşfetmektir. zordur ama çok özgürleştirici olabilir.

 

‘ inan hayallere bir tek onlar kalır ellerinde ’

 

hayal ve rüya arasındaki bağlantı;

rüyalar, uykuda zihnin bastırılmış düşünce, duygu ve arzularını imgelerle ifade etmesidir (freud). 

hayaller ise uyanıkken zihnin benzer içerikleri bilinçli olarak canlandırmasıdır. ikisi de sembolik, yaratıcı ve “gerçeklikten kopuk” çalışır.

hayal kurarken genellikle özlem, korku, umut gibi duygular merkezdedir.  rüyalar da bu duyguların farklı bir düzlemde sahnelenmesidir. yani aynı duygusal malzeme, biri bilinçli (hayal), biri bilinçdışı (rüya) şekilde işlenir.

ikisi de:

yeni senaryolar üretir, duygusal boşalma sağlar, gerçek yaşamda yapılamayan deneyimleri “yaşatır”.

rüyalar ve hayaller, aynı zihinsel alanın farklı yansımalarıdır: biri bilinçsizce gelir, diğeri bilinçle çağrılır. ama her ikisi de kişinin iç dünyasına ayna tutar, bastırılmış ya da özlenen yanlarını görünür kılar.

 

https://newspdr.com/

Muhammet ŞAHİN

Psikolojik Danışman/ Aile Danışmanı

Binlerce Mutlu Öğrenciye Katılın!

Bültenimize abone olun ve en son haberleri ve güncellemeleri alın!