blog-image

Unuttuğuna kızma hatırladığına sevin

Leyleklerin bacakları uzundur ama keserek kısaltamazsınız.

Bazen, yaşamdaki her şey gözüme birer leylek bacağı gibi görünür. Şüphesiz ki bu zihnimin inanıp beni peşinden sürüklediği bir düşünce silsilesiAynı zamanda yaşandığı  zaman diliminde çok gerçek. 

Leyleklerin bacakları uzun, doğası da böyle yani aslında olması gerektiği gibi her şeyAma bazen çok uzun işte ne bileyim daha kısa olabilirdi mesela diyen bir sesi duyarım. Ses yükselir ama ‘leyleklerin bacakları hala uzun’ ben onların kısa olmasını isterim kısalmaz kesersem belki kısalabilir diye düşünürüm; oysa ortaya çıkan, seke seke yürüyen topal bir leylek olur. Hem benim ne haddime bir leyleğin üzerinde bu kadar hakimiyet kurmak. Benim de bacaklarım başka leylekler için uzun, belki de kısalması gerektiğini düşündürtecek kadar da rahatsız edici. Ama aynı zamanda olması gerektiği gibi. 

Yaşamla aramıza olması gerekenler girdiği anda kopukluk başlıyor yaşanılan andan. Olması gerektiğine dair düşüncelerin tamamı şu anda olanı kusurlu görmemize sebep oluyor. Ve uzun bacaklı leylekler:

Değişmesini istediğim işim oluyor, arkadaşım oluyor, eşim oluyor, çocuğum, annem, babam ….

Tamamı kısalması gereken bacaklarla zihnimde bir gerçeklik algısı yaratıyor. Tabi olanı olduğu haliyle görmeme de engel oluyor bu durum. Oysa hepsi tam da olması gerektiği gibi ve neden sırf ben istiyorum diye başka türlü olsun ki? 

Böyle zamanlarda bu sözü anımsıyorum ve vazgeçiyorum leyleklerin bacaklarının peşine düşmekten. Onları ölçüp biçmekten, istediğim kalıba dökmekten. Asıl bunları gören bir leyleğin kendisine dönüyorum yani kendime. Ayrışıyorum o an için zihnimden, oradaki  olasılıklarla dolu yaşamdan ve değiştirebilme olasılığımın bulunduğu tek yere, kendime dönüyorum.

Hayyam’ın kaleminden tutarak: ’ ben düşündükçe var dünya ben yok o da yok.’  

 

https://newspdr.com/

sevgi araz

1990 Diyarbakır/Silvan doğumluyum. Eğitim hayatım üniversiteye kadar aynı ilçede devam etti. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe bölümüne başladım. Aynı üniversitede pedagojik formasyon kapsamında eğitimime devam edip bir süre özel kurumda ve sonrasında şu anda da devam ettiğim MEB’de öğretmenliğe başladım. Atamamın Kars’a çıkmasıyla Kafkas Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümüne başladım. Şu an son sınıf öğrencisiyim. Eğitimim esnasında KDTD tarafından Act eğitimi ve süpervizyonu, Gottman yöntemiyle evlilik ve çift terapistliği, eğitimleri aldım. Varoluşçu psikoterapi eğitiminin 1yılını tamamladım ve hala devam ediyor. Bunları destekleyecek atölye çalışmalarına yoğunlaştım. Felsefe ve psikolojinin birlikteliğiyle logoterapi üzerine hala çalışıyorum. Duyguları tanıma, şefkat, anlam arayışı bunlar ilgilendiğim başlıca alanlar.

Binlerce Mutlu Öğrenciye Katılın!

Bültenimize abone olun ve en son haberleri ve güncellemeleri alın!