EĞİTİMİN İÇİNDEN
EĞİTİMİN İÇİNDEN
Çocukların karakter yapısı öncelikle aile ortamında oluşmaya başlar daha sonrasında da okul ve sınıf ortamlarında gelişmeye devam eder. Bu yönüyle özellikle sınıf ortamlarının çocuğun gelişiminde önemli
olduğu unutulmamalıdır. Çocuklara sınıf ortamında daha çok karar alma, görev
üstlenerek sorumluluk alma ve bunun sonucu olarak sorumluluk bilincini
geliştirme, hayatta karşılarına çıkan sorunların üstüne giderek çözüm yolları
arama, belirsizlik durumları ile karşı karşıya kaldıklarında cesaretli bir
şekilde çözüm odaklı hareket edebilme becerileri kazandırılmalıdır. Bu beceriler
kazandırılırken çocuğun gelişimsel özellikleri göz önüne alınmalı yani hangi
yaşta hangi tür öğrenme deneyimlerine açık olduğuna dikkat edilmelidir. İçinde bulunduğu
gelişimsel dönemin gerektirdiği beceriler çocuğa kazandırılmaya çalışılmalıdır
bunu yaparken çocukların dikkatini çekecek ve motivasyonlarını artıracak
yöntemler kullanılmalıdır.
Çocukların öğrenme süreçlerini anlamak etkili bir öğrenme
ortamı oluşturmak temelde öğrenme psikolojisine ve teknolojiye dayanır. Öğrenme
süreçlerini desteklemek amacıyla dijital teknolojiler ve çocuğun gelişim özelliklerine
uygun öğrenme materyalleri tasarlanabilir. Öğrenme psikolojisi; çocuğun nasıl
bilgi edindiğini bu bilgileri edinirken nasıl bir strateji kullandığını
araştırır. Ayrıca gelişim dönemlerine uygun olarak hafıza, dikkat ve problem
çözme gibi konuları ele alarak çocuğun edindiği bilgileri işlevsel hale
getirmesini sağlamaya çalışır. Eğitimde
amaç eğitim öncesi ve sonrasında ölçülebilir, gözle görülebilir bir
değişimin oluşması ve bu değişimin yaşam biçimi haline dönüşmesidir yani eğitim
yalnızca bilgi yükleme süreci değildir aynı zamanda öğrencilerin karakterine ve
kişiliğine de büyük oranda yön veren bir süreçtir. Öğretim sürecinde
öğrencilere uygun, onların ilgi ve yeteneklerini ön plana çıkaran bir eğitim
ortamı hazırlanmalı ve öğrencilere yeteneklerini sergileme fırsatı verilmelidir.
Kendisini tanıyan, ilgi, ihtiyaç ve isteklerinin farkında olan bireyler
gelişimlerini olumlu yönde ilerletebilmektedir. Çevre imkanları ve çocuğa
verilen desteklerde bu bilinçte oluşturulmalıdır.
Öğretmen, öğrenmeyi gerçekleştirmede öğrenciyle
doğrudan iletişim halinde olmalıdır. Geleneksel eğitim anlayışında öğretmen
merkezli bir öğretim söz konusudur ama çağdaş eğitimle birlikte bu durum yerini
yavaş yavaş öğrenci merkezli eğitime bırakmaya başlamıştır. Aynı zamanda
teknolojinin gelişmesiyle birlikte eğitim alanında değişim ve gelişmeler söz
konusudur bu yüzden öğretmenlerin bu değişim ve gelişmeleri takip ederek uyum
sağlamaya çalışmaları gerekmektedir. Öğretmenleri yetiştirirken sürekli bir
değişim ve uyum içerisinde olmaları gerektiğini benimsetmek gerekmektedir.
Öğretim teknikleri, dersin ya da konunun hedeflerini
öğrenciye kazandırmak için kullanılan etkinliklerdir. Öğrencileri gerekli bilgi
ve beceriler ile donatmamıza yardımcı olacak çok sayıda öğretim tekniği vardır
ama henüz etkin ve yaratıcı bir şekilde kullanıldığı söylenemez. Bulunulan
kuşağın dilinden anlayan ve çocukların düzeyine inebilen öğretmenler gelişimi
olumlu yönde ilerletebilir. Bu nedenle öğretmenlerin kendilerini yeniliklere
açık şekilde tekrar tekrar geliştirmesi çocuğunda olumlu gelişimi için oldukça
önemlidir. Bunun yanı sıra öğretmenlerin aile ile iletişim halinde bulunması da
çocukların gelişimlerini olumlu yönde desteklemektedir. Çocuğun sınıfta
kazanmış olduğu davranışın aile içerisinde de kabul görmesi ve desteklenmesi
gelişimini olumlu yönde etkileyecektir.
Çocuğa uygun eğitim ortamı hazırlanırken hayatta
karşılaşacağı zorluklara, durumlara, problemlere ve etkinliklere yer
verilmelidir yani okul ortamı hayattan kopuk yapay bir ortam
olmamalıdır. Öğretmen öğretimin temel ilkelerinden olan yaşama yakınlık
ilkesini derslerinde etkin bir şekilde uygulamalıdır. Bu ilke öğretim yöntemlerinin
günlük yaşam deneyimlerine yakın olmasını vurgular. Teknoloji, yaşama yakınlık ilkesinin uygulanmasında
önemli bir rol oynar çünkü teknoloji, eğitim materyallerini günlük yaşam
deneyimlerine daha yakın hale getirebilir. Daha iyi bir öğrenme deneyimi sunarak
bu öğrenme deneyimlerini anlamlı hale getirmeye yardımcı olur. Teknoloji bu
öğrenmeleri izlemek için çok sayıda yöntem ve araç sunar. Mesela teknoloji öğretmenin
öğrenciye anlık olarak geri bildirim vermesine imkân sağlayabildiği için öğrenme
sürecinde çocuk hatasının daha hızlı farkına vararak bu hatasını
iyileştirebilir. Ayrıca teknoloji bireysel öğrenmeyi destekleyerek eğitim
materyallerinin kişileştirilmesine olanak sağlar yani her bireyin kendi hızında
öğrenebileceği bir ortam sunar. Kısacası teknoloji eğitimcilerin daha iyi
öğrenme deneyimleri sunmalarına yardımcı olmakla kalmaz; öğrenmeyi gerçek yaşam
deneyimleri ile birleştirerek, hayattan kopuk olmayan günlük hayatla bağlantı kurulabilen daha kalıcı bir öğrenme deneyimi sunmaya yardımcı olabilir.
Ümran Sultan KIRATLI
Merhaba, ben Ümran Sultan Kıratlı. 1997 yılında Kahramanmaraş' ta doğdum. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunuyum.