Pencereler: Öğrenilmiş Çaresizlik
Öğrenilmiş çaresizlik dediğimiz olgu, algılandığı şekliyle boynumuza geçirilmiş bir pranga mıdır yoksa kurtarıcı olduğu alanlar da var mıdır? Algıladığımız haliyle daha doğrusu bize öğretilen biçimiyle öğrenilmiş çaresizlik, kişinin defalarca kez denemesine rağmen gerçekleşmeyen bir duruma karşı zamanla umudunu yitirip o olaya karşı ilerleyen zamanlarda bir atılım gerçekleştirmemesidir. Mesela kendinizi geliştirdiğiniz bir alanda iş arayışı içerisindesiniz. Bir yıl boyunca çeşitli yerlere başvurdunuz ancak hepsinden ret cevabı aldınız ve alanınızın dışında bir yere çalışmaya gittiniz. Bu süreçte kendinizi geliştirmiş olsanız bile alanınızla ilgili yerlere başvuru yapmamanızı açıklayan kavrama öğrenilmiş çaresizlik diyoruz. Sıklıkla şu örnek de verilir: Bir atın boynuna zincir bağlanır ve o şekilde bırakılır. At başlarda kaçmaya kurtulmaya çalışır ama her denemesinde belli bir mesafe ilerleyip tökezler. Zamanla ilerlemeye çalışma girişimleri tükenir ve vazgeçer. Tam bu aşamada boynundaki zincir çıkartılır ve at buna rağmen kaçma eğilimi göstermemeye başlar. Bu şekilde düşündüğümüzde sanki bizi tüm denemelerden ve hayattan çeken, olumsuzluk saçan bir yapısı varmış gibi duruyor. Haliyle insanda yetersizlik duygularını kamçıladığını söyleyenler de olabiliyor. Ama olaya farklı bir pencereden bakarsak bizi bazı olumsuzluklardan da kurtardığını görebiliriz. Mesela bazı insanların kumara bağımlı kalamaması buna bir örnek verilebilir. Bu insanların “birkaç kere denedim ama hepsinde kaybettim. Ben de bundan dolayı şansımı kabullenip daha bulaşmadım.” dediklerine şahit olabilirsiniz. Tabi bazı cümleler depresif bir bakış açısı içerebiliyor ancak bu durum onları bazı yanlışlardan alıkoyduğu gerçeğini değiştirmiyor. Şimdi bu insanlar vazgeçmeyip sürekli kazanmayı deneselerdi daha iyi olurdu diyebilir miyiz? Başka bir örnek olarak şunu verebiliriz: Aynı yolda ısrar etmek yerine farklı yolları deneyen insanlar. Örneğin ilk örneğimizde eğer kendi alanınızda çalışmakta diretseydiniz bazı şeyleri kaçırma olasılığınız artacaktı. Mesela zamanınızın büyük kısmı bu denencelerle geçecekti, bazı bilgi ve becerilere erişemeyecektiniz ya da kendinizi alanınızda daha fazla geliştirmede geri kalabilecektiniz. Yine de ısrar etmek, mantıklı bir karar olur muydu? Kısacası her vazgeçiş bir pes ediş ya da yenilgi değildir, bazı vazgeçişler bizi hayata bağlar, gözlerimizi farklı yerlere ve olanaklara odaklamamızı sağlar.
Furkan Sadık Öz
Merhaba, ben Furkan Sadık Öz. Bayburt Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü 2019 yılı mezunuyum. Bayburt'ta bulunan anaokulunda ve ilkokulda almış olduğum zorunlu stajlarla kendime yeni bilgiler ve tecrübeler eklemekte ve şuan çalışmakta olduğum özel eğitim kurumunda edindiğim deneyimlerle de bunları arttırmaya çalışmaktayım. Özellikle yoğunlaştığım alan çocuklardır ve kendimi bu konuda geliştirmek için elimden geleni yapmaktayım. Bunun dışında hobilerim arasında yazı yazmak bulunduğundan ötürü birkaç çevrimiçi dergide yazı yazmaktayım. Bunun yanı sıra Kızıl Gelincik isimli kitabın yazarlarından birisiyim. Aynı zamanda yazmış olduğum iki kitabım da yakın tarihte basıma verilecektir. Her geçen gün kendime, çocuklara ve insanlara katkıda bulunmak için çabalamakta ve bu azmi sürdürmekteyim.