MUHTEŞEM İKİLİ: ÇOCUK VE OYUN
“Yetişkinlerin
mesleği, çocukların oyunları vardır.”**
Et ve tırnak gibi olan bu
ikiliyi ayrı düşünmek imkânsızı düşünmek gibidir. Hiç oyunsuz çocuk olur mu?
Hayat şartları olağandışı devam etmediği sürece her çocuk oyun oynar ve her
fırsatta oyun arayışı içine girer. Peki, hiç düşündük mü “çocuklar neden oyun
oynar?” diye. Sırf oyalanma maksatlı olabilir mi ya da anne babasını rahatsız
etmek gibi bir amacı olabilir mi? Bunlardan hiç biri elbette. Araştırmacılar,
hayatları boyunca çevreyi, çocukları incelemiş bilim insanları çocuk ve oyun
ilişkisini şöyle anlatırlar;
Oyun,
çocuğun işidir. Montessori
Yetişkinlerin
mesleği, çocukların oyunları vardır der, yani hayatlarının neredeyse tamamını
kaplar bu oyun. Prof. Dr. Atalay
YÖRÜKOĞLU **
Abdal düğünden, çocuk
oyundan usanmaz. Türk Atasözü
Çocuk oyunla büyümelidir. Eflatun
Oyun çocuğun ruhsal bir
yaşantısı olup bütün kültürün kaynağını oluşturur. Hermann Nohl
Oynayan
çocuk, canlılığın ve sevincin sembolüdür. Hebbel
Çocuk
oyunları hayatın bir çekirdeğidir. Bütün insanlar orada gelişir, büyür ve
oluşumu insanın en güzel ve en olumlu yetenekleri orada yükselir. Fredrich Fröbel
Çocuğun en üst
gelişimi oyundur. Çünkü bu, çocuğun ruhunda neler olduğunu serbestçe ifadesidir.
Çocukların oyunları sadece eğlence ya da spor değildir, içinde derin anlamlar
barındırır.
Peki bu kadar methini
yaptığımız oyun neden önemlidir, birkaç madde altında inceleyelim.
>Oyun çocuğun gelişimini hızlandıran destekleyen bir araçtır.
Bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimin temelleri oyunlarla atılır. Doğumdan
sonra oyunlara başlayan çocuk, oyun aracılığıyla çevresini, nesneleri tanımaya
başlar. Hayal ve gerçeği ayırt etmeyi öğrenir. Atacağı adımların ne gibi
sonuçlar doğuracağını, oyun içinde gelişen durumlara spontane tepkiler vererek
gerçek hayatın bir provasını yapmış olur.
>Kurallar koyma, kuralları değiştirme ve kurallara uyma
durumları oyunlarla öğrenilir. Karar verme, verdiği kararın sorumluluğunu alıp
sonuçlarına katlanma; oluşan problemlerde çözümler bulma ve çözümleri uygulama
gibi beceriler edinir. Tüm bunlar yaşanırken çocuk, dış dünyaya karşı kendine
olan güvenini, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamada, kendine yeterli
olmada ve doyum sağlamada tecrübeler kazanır.
>Her çocuk oyun esnasında kendini ve sınırlarını daha iyi
tanımaya başlar. Bunların başında da özerk olma ve bağımsızlık yolunda atılan
adımlar gelir.
>Oyun esnasında birçok duygu ortaya çıkar, bunların
başlıcaları; mutluluk, acıma, korku, kaygı, güven duyma, sevme, ait olma,
bağlılık/bağımlılık vs. gibi duygulardır. Bunların çocukluk döneminde dönemsel
olarak yaşanması, ileriki yaşantısında bireyin kendini keşfetmesinde önemli rol
oynar. Ayrıca çocuk, duygularını kontrol etmeyi de oyun döneminde öğrenir.
Ailelere Önerilerim Şunlardır;
>Oyunlarda
çocukların koydukları kurallar ve hayal dünyasına uyum sağlanmalı, çünkü
çocuklar kendi kurgularının avantaj ve dezavantajlarını yaşamalılar.
>
** Çocuk Ruh Sağlığı, Atalay YÖRÜKOĞLU