blog-image

İNSAN İNSANIN AYNASIYMIŞ

İNSAN İNSANIN AYNASIYMIŞ


İnsanoğlunun varlığı ve türünün devamlılığı karşıdaki ile olan ilişkisine bağlıdır. Bu ilişkiyi sağlayan temel mekanizmalardan birisi olan empati karşıdakinin duygu, düşünce ve davranışlarını, kendi duygu ve düşüncelerimizi anlamayı sağlamaktadır. Beynin gözlem, bellek, nedensel açıklama bulma ile ilgili birçok sisteminin birlikte çalışmasını gerektiren empati sürecinde ayna nöronların işlevi oldukça önemlidir. Ayna nöronlar, hem bir birey belirli bir motor eylemi gerçekleştirdiğinde, hem de aynı veya benzer eylemin başka bir kişi tarafından gerçekleştirildiği gözlemlendiğinde aktif hale geçen nöronlardır. İnsanların ne hissettiklerini anlayabilmek aslında onların davranışlarını izlememizde yatıyor. Bu noktada ayna nöronlar kişiler arası etkileşim ve iletişimimizde de önemli rol oynuyor. Empatik becerileri gelişmiş bireylerin toplumda daha kolay ve sağlıklı iletişim kurmasının temeli de yine ayna nöronlarından kaynaklanmaktadır. 


Kaslarımızı kullandığımızda yani herhangi bir hareket yaptığımızda beynimizde bulunan motor nöronların uyarıldığını biliyorduk ama ayna nöronlar bize başka bir gerçeği göstermiş oldu. Aslında o hareketi başka biri yaparken onu izlediğimizde de ayna nöronlar uyarılıyor. Örneğin; bir parkta yürüdüğünüzü hayal edin, çimlerde top oynayan çocuklar olsun. Çocukların oynadığı o top önünüzde yürümekte olan bir insana geldiğinde, sanki size gelmiş gibi tepki verirsiniz. Veya bir yarışı izlerken, sporcular bitiş çizgisine yaklaştıkça sizin kalbiniz de hızla atmaya başlar. Daha bilindik bir şey ise, karşınızdaki kişi yediği bir şeyden iğrendiğinde, yüzünüz sanki siz iğrenmişsiniz gibi şekil alır, hatta bazılarımızda daha ileri gider ve mideleri bulanır. Karşınızda biri esnediğinde, siz de onunla esnersiniz. Acı çeken bir canlı, kendi türünüzden olmayan bir hayvan bile görseniz, içiniz onun ki gibi cız eder ve acır. 

Bilim insanları beynimizin bazı olayları otomatik olarak fark ettiğini veya başkalarının davranışlarını taklit ettirdiğini biliyordu, fakat beynimizin bunu nasıl yaptığını ayna nöronlarının keşfiyle açıklamış oldular. Bu nöronlar ırk, dil, din ve kültür farklılıklarına rağmen, insanlığın neden ortak davranışlara sahip olduğunun bir açıklamasıdır aslında. Yalnızca beğendiğimiz davranışları değil, beğenmediğimiz davranışları da taklit edebiliyoruz. Taklit, insanın sosyal gelişimi, öğrenmesi ve iletişimi için büyük bir role sahiptir ve enstrümantal öğrenme, ilişkisel öğrenme ve birçok duygusal süreç tabanlıdır. Yani taklit, basit bir kas hareketi sürecinden çok daha karmaşık bir süreçtir. Bilim insanları, taklit etme sürecinin başrolünde ayna nöronlarının olduğunu düşünüyorlar. Bir diğer araştırma, yazının başında da bahsettiğimiz ve motor taklit olarak adlandırılan süreçler hakkında. Marco Iacaboni ve ekibi tarafından yapılan deneylerde, bu bilinçsizce yapılan taklitlerin (başta bahsettiğimiz, birisine top geldiğinde, acıyı kendimizde hissetmemiz gibi) ayna nöronlar aracılığıyla gerçekleştiği bulundu. Ayrıca bu deneyde ayna nöronların bazı durumlarda motor nöronlarını da etkilediği görüldü. Buradan ayna nöronların aynı zamanda karşıdakinin ne yapmak istediğini ve ne hissettiğini de anlamamıza da yardımcı olduğu sonucunu çıkartabiliriz. Peki, neden her hareketi taklit etmiyoruz, karşıdakinin her yaşadığını yaşamıyoruz?  Bu durumu Christian Keysers ve Valeria Gazzola ikilisi, bir diğer insanın yaptığı şeyi gözlemlediğimiz sırada birincil motor korteksin bazen kapalı olmasıyla açıklıyor. Yani, bazen ayna nöronların gönderdiği uyartılar motor nöronlar tarafından eyleme dönüştürülemiyor. 

Ayna nöronlarla bağlantısı bulunduğu düşünülen bir başka durum ise otizmdir. 2008 yılında IIan Dinstain ve ekibi, Iacaboni ve ekibinin ulaştığı sonuçları kullanarak otizm ile ayna nöronlar arasında ilişki kurdular. Kanıtları ise şöyle; ayna nöronlar ile motor nöronlar arasında sıkı bir bağ var. Karşıdakini anlamak ve taklit etmek için birlikte çalışıyorlar. Fakat bu bağ, otizmli çocuklarda çok az. Yani, otizmli hastalarda ayna nöronlar sağlıklı bir insana nazaran çok daha az çalışıyor. Böyle olunca da motor nöronlarla olan ilişkileri de kısıtlı oluyor. Cecilia Heyes’in “Ayna Nöronlar Nerden Geldi?” isimli makalesinde de açıkladığı gibi, bu nöronların doğal seçilim tarafından desteklendiği düşünülüyor. Çünkü bu nöronlar hem öğrenmemize yardımcı olmaktadır, hem de konuşularak bilginin aktarılamadığı zamanlarda, bilginin bir nesilden diğerine aktarılmasında işimizi kolaylaştırmıştır. Ve çabuk öğrenen ve uygulayan maymunlar, nesillerini devam ettirme konusunda diğerlerine nazaran önde olmuşlardır.  Böylece ayna nöronlar insan davranışları ve psikolojisinden bir- çok sosyal duruma kadar açıklık getirmiştir. Son derece önemli bir gelişme olarak tarihe geçmiştir.


https://newspdr.com/

Ümran Sultan KIRATLI

Merhaba, ben Ümran Sultan Kıratlı. 1997 yılında Kahramanmaraş' ta doğdum. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunuyum.

Binlerce Mutlu Öğrenciye Katılın!

Bültenimize abone olun ve en son haberleri ve güncellemeleri alın!