İLİŞKİLERDE SIKÇA YAPILAN HATALAR (1/2)
Bu yazıda sizlere ilişkilerde yapmış olduğumuz hataları anlatacağım. Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu yazıda okuduklarınız tamamıyla gözlemlerime dayalıdır, herhangi bir geçerlilik çalışmasına tabii tutulmamıştır. Bu yüzden yazılanları sadece size düşündürtüyorsa öyle yorumlamanızı istiyorum. Şimdi konumuza dönebiliriz. İlişki kavramına atfedilen anlamlar her ne kadar büyük görünse de bu kavrama dâhil olduğumuzda işlerin öyle ilerlemediğini görebiliyoruz ne yazık ki. Bu ilerleyiş genellikle ya bağımlı kişiliğin bağımlılığının aşırı beslenmesine ya da ilişkinin yıkıcı biçimde bitmesine sebep olur. Burada yarı bağımlı kişiliklerden bahsedeceğiz bir miktar. O hâlde kuşkularına esir düşüp hiçbir şey yapamayan "yarı bağımlı kişiliklere" ithafen:
1. "Onsuz ben..." İfadeleri:
Birey, kendisine olan sevgisi de dâhil her şeyini partneriyle kazandığı yönünde bir izlenime kapıldığından ötürü partnerini "vazgeçilemez" kılar. Onu kaybettiği an her şeyini yitirecekmiş gibi bir düşünüş içerisinde kendisini kaybeder. Ve onu kaybettiğinde her şeyini kaybetmese de bu olumsuz inançtan dolayı çoğu şeyini yitirir, özsevgisi de dâhil. "Her türlü bağlılık bir yetersizlik göstergesidir" der J.J. Rousseau nihayetinde.
2. Yersiz Kuşku ve Kaygılar:
Bazen birey aşırı sevgi ile yoğun güven problemleri arasında bocalar. Ve bazen ne yazık ki güven problemi ağır bastığından bağlar hızlı bir şekilde kopar. Güven probleminin ana kaynağı kaybetme korkusudur, bu korkunun temelinde de en başta belirttiğimiz bağımlı kişilik özelliği yatar. Elde edilene olan yoğun bağlılık hissi bireyde "her an yitirilebilir" düşüncesine iter. Bu düşünce yarı suçlayıcı bir ifadedir zaten. Kendi narsist eğilimini karşısındakine mal eden bir yapıdır ve yıkıcıdır.
3. Aşırı Özgecilik:
Çoğu ilişkide bir taraf genellikle diğerine nazaran daha özgecidir, yani ödün vermeye meyillidir. Verilen ödünlerin sayısı arttıkça kullanılma ihtimali de yükselir. Bu yüzden de ilişki bir tarafın sevdiği diğer tarafın faydalandığı bir vaziyet alır. Kısa vadede iki tarafta mutludur. Birisi ilişkinin sürdüğüne ve sevildiğine inanırken diğer taraf bu yoğun ilgi karşısında adeta büyülenir ancak zamanla işler değişir. Özgeci olanın ilgisi bir anlığına düştüğünde ya da farkına varmadan bir hata yaptığında tüm ilişkinin bitirici konumuna düşer ve yargılanır. Bir gaslighting* yöntemine doğru ilerleyen acı bir ilişki daha.
4. Abartılı Sevgisel İfadeler:
Partnerlerden en az biri tarafından yapılan bu yoğun sevgisel ifadeler ya da gösteriler, ilişkinin başlarında çiftleri bir arada tutsa da zamanla iki tarafı da bunaltacaktır ve ilişki sonlanacaktır. Bir de bunun tek taraflı olan hâli var. Yani partnerlerden birisi yoğun ilgiye maruz kalıyorsa genellikle iki durum söz konusu olur: ya ilgiye maruz kalan ilgiden bunalır ya da ilgi görmeyen taraf kendisini kullanılmış hisseder. Durumlar farklı olsa da sonuçlar hep hüsrandır.
Dipnot:
*Bu yöntemi kullanan kişi olayı kendi istediği biçimde yönlendirerek karşısındaki insanı yanlış yaptığına inandırmaya çalışır. Mesela sizin için özel olan bir günü unutmuştur ancak zamanında sizin de böyle bir şey yaptığınızı size defalarca söyleyerek, olayları çarpıtarak bu işten sıyrılmaya çalışır ve sizi manipüle eder.
Furkan Sadık Öz
Merhaba, ben Furkan Sadık Öz. Bayburt Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü 2019 yılı mezunuyum. Bayburt'ta bulunan anaokulunda ve ilkokulda almış olduğum zorunlu stajlarla kendime yeni bilgiler ve tecrübeler eklemekte ve şuan çalışmakta olduğum özel eğitim kurumunda edindiğim deneyimlerle de bunları arttırmaya çalışmaktayım. Özellikle yoğunlaştığım alan çocuklardır ve kendimi bu konuda geliştirmek için elimden geleni yapmaktayım. Bunun dışında hobilerim arasında yazı yazmak bulunduğundan ötürü birkaç çevrimiçi dergide yazı yazmaktayım. Bunun yanı sıra Kızıl Gelincik isimli kitabın yazarlarından birisiyim. Aynı zamanda yazmış olduğum iki kitabım da yakın tarihte basıma verilecektir. Her geçen gün kendime, çocuklara ve insanlara katkıda bulunmak için çabalamakta ve bu azmi sürdürmekteyim.