blog-image

İÇE DÖNÜK İLE İÇE KAPANIKLIK AYNI ANLAMI MI TAŞIR?

Bazı kavramlar aşırı Türkçeleştirilme çabasından ötürü (majör depresyon yerine yeğin depresyon denmesi gibi) bazı kavramlar ise birden fazla çeviri işlemine maruz kalmasından ötürü (kelimenin aslı Latince olduğundan ötürü önce İngilizce ’ye ardından Türkçe ’ye) birbirleri yerine kullanılabilmekte ya da birtakım zorluklar yaratabilmektedir. Tabi durum böyle oluyor diye birilerini suçlamak da pek yerinde bir davranış değildir.  Bir günah keçisi aramak yerine biz bugün karıştırılan iki kavrama göz atalım: içe dönük ve içe kapanık. İçe dönüklük, doğuştan gelen bir kişilik boyutudur. Birçok kişilik kuramında da yerini alan, keskin sınırları olmasa bile değişimi çok fazla mümkün olmayan, çevresel etkenlerden hemen etkilenmeyen ve kişiliğin temel yapısını oluşturan bir özelliğe sahiptir. İçe dönük bireyler sosyal ilişki kurmakta zorluk yaşamayan ancak yalnız kalmayı ve tek başına yapılan aktiviteleri tercih eden, kalabalık ve aşırı sosyal ortamlarda bulunmaktan rahatsızlık duyan kişilerdir. Diğer yandan kişi yalnız kalmaktan rahatsızlık duymaz ya da hayatını bu şekilde sürdürmek ona acı vermez. İçe kapanıklıkta ise durum farklıdır. İçe kapanıklık, bireylerin hayat deneyimleri sonucu verdikleri tepkiden birisidir. Örneğin kişi yaşamış olduğu bir güven zedelenmesi sonucu sosyal ilişkilerden çekilebilir, çekinebilir ve giderek sosyal açıdan bir izolasyona sürüklenebilir. Bütün bunların birleşiminde ise kişi insanlarla iletişim kurmaktan ziyade insanların olduğu bir yerde bulunmaktan dahi rahatsızlık duyabilir hatta kendisini çevreden soyutlayabilir. İleri boyutlarda kişi kendisini eve kapatabilir ve depresyonun tipik belirtilerini sergilemeye başlayabilir.  Gördüğünüz üzere kavramlar da insanlar gibidir, aynı anlama geliyormuş gibi gözükürler ancak birbirlerinden tamamen farklıdırlar. O yüzden bazı konularda yorum yaparken kelimelere dikkat etmek ve kelimelerimizi ona göre seçmekte yarar var.  Son olarak ayrımı daha net anlatabilmek adına aşağıya bir örnek bırakıyorum. 

Herhangi bir toplu etkinliğe karşı iki bireyi de davet ettiğimizi düşünelim. Muhtemelen alacağımız tepki aşağıdaki gibi olacaktır: 

İçe Dönük Birey: Aslında katılmak güzel olabilir, bir şeyler öğrenebilirim ama şu an kendimle kalmak ve kitap okumak daha cazip geliyor. 

İçe Kapanık Birey: İnsanlar bana iyi gelmiyor, kendimden ve yakınlarımdan başka güvenecek kimsem yok. İnsanların beni üzmesini ve bana zarar vermesini istemiyorum. En iyisi kendi başıma kalmak.  

https://newspdr.com/

Furkan Sadık Öz

Merhaba, ben Furkan Sadık Öz. Bayburt Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü 2019 yılı mezunuyum. Bayburt'ta bulunan anaokulunda ve ilkokulda almış olduğum zorunlu stajlarla kendime yeni bilgiler ve tecrübeler eklemekte ve şuan çalışmakta olduğum özel eğitim kurumunda edindiğim deneyimlerle de bunları arttırmaya çalışmaktayım. Özellikle yoğunlaştığım alan çocuklardır ve kendimi bu konuda geliştirmek için elimden geleni yapmaktayım. Bunun dışında hobilerim arasında yazı yazmak bulunduğundan ötürü birkaç çevrimiçi dergide yazı yazmaktayım. Bunun yanı sıra Kızıl Gelincik isimli kitabın yazarlarından birisiyim. Aynı zamanda yazmış olduğum iki kitabım da yakın tarihte basıma verilecektir. Her geçen gün kendime, çocuklara ve insanlara katkıda bulunmak için çabalamakta ve bu azmi sürdürmekteyim.

Binlerce Mutlu Öğrenciye Katılın!

Bültenimize abone olun ve en son haberleri ve güncellemeleri alın!