blog-image

Hapı Yuttuk Mu?

Katıldığım seminerlerden birisinde ünlü bir doktorumuza sorulan soru gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir soruydu. ‘Kanserin ileri evrelerindeki hastalar tedaviye cevap verebilirken, ilk evrelerindeki hastalar neden cevap veremiyorlar?’ Acaba cevap; tutumumuz, düşüncelerimiz ve inançlarımız olabilir mi?

Plasebo etkisini hepimiz biliyoruz. Boş haplarla, hiç bir iyileştirici içeriği olmayan ilaçların, kişinin iyileşeceğine inanmasıyla ya da doktorunun bu yöndeki telkiniyle iyileşmesi anlamına geliyor. Yani iyileşeceğimize inanıyorsak iyileşiyoruz. İyileşemeyeceğimize inanıyorsak iyileşemiyoruz. Buradaki asıl soru da şu olmalı; Bazı insanlar boş haplarla iyileşebilirken neden bazı insanlar dolu haplarla bile iyileşemiyor? Eğer boş haplarla iyileşenlerin düşünce sistemini benimsersek bizler de boş haplarla iyileşebilir miyiz? İyileşemeyiz diyorsanız, belki de siz de hayatınızın bir döneminde acile başvurmuş ve hiç bir iyileştirici içeriği olmayan serum alanlar sınıfına girmişsinizdir. Çok da güzel iyileşmişsinizdir.

Bir de nosebo etkisinden bahsetmek istiyorum. Nosebo etkisi plasebonun tam tersidir. Hayatınızda kaç defa bir ilacın prospektüsünü okudunuz ve yan etkilerini yaşamaya başladınız? Nosebo etkisi bizim için zararlı olan bir telkinin ya da inancın kabul edilmesi halidir. Bizi en çok şaşırtan şey ise insanların doktora gidip zorla kendisine bir teşhis koydurmaya çalışması. Hipokondriya, hastalık hastalığına yakalanmış bu insanlara doktorlarımız ‘Hayır, hasta değilsin.’ dediklerinde neredeyse hayal kırıklığına uğruyorlar. Tıpta ellibin tanı vardır. Utangaçlıkta buna dahil. Yani bize bir teşhis koymak kolay. Ama bu teşhis konulup düşünce sistemimiz tarafından kabul edildiğinde başımıza neler geleceğini hiç düşündünüz mü?

Bence insanların kendi hayatlarının sorumluluğunu üzerine almalarının zamanı geldi. Başımız ağrır. Doktora gideriz. Doktor bize bir ağrı kesici verir. İçeriz ve iyileşiriz. İçeriz ve iyileşemezsek doktoru suçlarız. Oysa biraz kendimizi sorgulamalıyız. Evet benim başım ağrıyor ama ben acaba uykuma mı dikkat etmiyorum, beslenmememi dikkat etmiyorum, stresimi mi kontrol edemiyorum, egzersiz mi yapmıyorum? Hapı yutmadan önce kendimize sormamız gereken en önemli soru da ne biliyor musunuz? Acaba düşüncelerimi mi kontrol edemiyorum?

Çok sevdiğim bir söz var. Son olarak onunla bitirmek istiyorum.

‘Kişi ister zengin olsun ister fakir olsun hastalığı iyileştiren de, mutsuzluğu mutlu kılan da para değil, zihindir.’

                                          Edmund Spenser

https://newspdr.com/

Muhammet ŞAHİN

Merhaba, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum. İzmir'de yaşıyorum.

Binlerce Mutlu Öğrenciye Katılın!

Bültenimize abone olun ve en son haberleri ve güncellemeleri alın!