DUYGUSAL SÜRGÜN
DUYGUSAL SÜRGÜN
İnsanlar için duygular oldukça önemlidir. Duygularını bilmesi, hissetmesi ve duygularını yönetmesi psikolojik sağlığın belirtisidir. Duygular çoğu zaman yüzümüzden okunurlar buna mikro ifade denir. Mikro ifadeler dünyanın her yerindeki insanlar da aynıdır. Hepimiz aynı şekildeki yüz ifadesi ile güler, aynı şekilde şaşırır, aynı şekilde üzülürüz. Bu ifadeler genellikle saklanamazlar çünkü kişilerin kendi kontrolünde değildir, bedensel bir ifade şeklidir kişiler bazen bu duyguların farkında olmasa da beden bunu ifade eder, saklanamaz ve gizlenemezler.
Duygularımızı
bize bakım verenlerden öğreniriz. Bize korktuğumuzu, üzüldüğümüzü bakım verenimiz
söyler. Bakım veren kişinin kim olduğu değil, bebekle yerinde ve yeterince
ilgilenmesi önemlidir. Çocuk bakım vereninden duygu ifadelerini yapar, sadece
bu duygunun ne olduğunu bakım vereninden öğrenir. Bakım vereni ona korktuğunu,
üzüldüğünü ve sevindiğini söyle ve çocuk bu duyguların ne anlama geldiğini
öğrenir.
Şizoid kişilik bozukluğunda bakım vereni bebek ile duygusal bağ kurmaz, bebeğin sadece giyimini ve yemeğini yedirir, onla yerinde ve yeterince ilgilenmez. Çocukken çok yalnız kalır, o neredeymiş diye kimse sormaz, saatlerce bir sandalyenin altında ve dolapta kalabilir. Kimse o nerde diye merak etmez. Şizoidler duygularını yaşamayı öğrenemezler çünkü bunu öğretmesi gereken bakım verenleri onlarla duygusal bir bağ kuramamışlardır. Genellikle yüzlerinde donuk ifade vardır. Duygularını gösterdikleri zaman bunun kendilerine karşı kullanılacağı endişesini taşırlar. Aslında duyguları oradadır ama kimse duygularına isim vermediği için şizoidde onlara ne isim vereceğini bilemez.
Unutulmuş
çocuktur bir şizoid, varlığı kimse için önemli değildir. Bu yüzden şizoid kendi
işini kendisi görmeye çok küçükken başlar, çok küçükken yaşından olgun olur ve
işleri yapmayı öğrenir. Kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılar.
Kendi
ihtiyaçlarını kendisi karşıladığı için biri ile bağ kurmaz. Bağ kurmayı bilmez
şizoid, bunu bakım vereninden öğrenememiştir. İşlerinde başarılı olurlar, görevlerini
kusursuz şekilde yerine getirirler. Başkasından bir şey istemekte zorlanırlar
istemeleri gerekirse alıp iki katını geri verirler. Kimseye borçlu kalmak
istemezler. Yalnız geminin kaptanıdır onlar…
Yalnız
ve renkli bir hayal dünyaları vardır. Varlıklarını çoğu zaman bir uzaylıya
benzetirler. Diğerlerinden farklı hissederler.
Duygusal
bir sürgündedir onlar, duygularını yüzlerine, varlıklarına yansıtamazlar.
Duyguları bilirler lakin bunu nasıl yansıtacaklarını bilemezler bu yüzden duygularından
yoksun kalırlar. Oysa insanlar için duygular çok önemlidir, ağlamak, gülmek, arkadaşlarımızla
eğlenmek ve anı yaşamak isteriz.
Duygusal
sürgünde olmasının bir diğer nedeni küçükken duygularını dondurması gerektiği
içindir, güvenli bir evde büyümediği için duygularını gösterme şansı da
olmamıştır.
Şizoidlerden bazıları sosyaldir, onlarda arkadaşları
ile gezer zaman geçirir ama çoğu zaman orda değil hayal dünyalarında olurlar.
Sosyal şizoidleri tanımak daha zordur, onlar duyguları taklit ederler,
hissedemezler.
Duyguları
hissetmenin ne kadar önemli olduğunu şizoid kişiliklerin bulunduğu durumdan
anlayabiliriz.
Şizoid
Kişilik ve Kişilik bozuklukları uzun süreli terapiler sonucunda duygularını
hissedebilir ve insanlarla güvenli bir bağ geliştirebilirler. Terapi dışında
düzelme şansları oldukça azdır, yeniden sınırlı ebeveynlik yapılmasına
ihtiyaçları vardır. Güvenli bir ortam ve güvenli bir bağ kurmaları terapi
yoluyla sağlanabilir.