Çocuk ve Terapi
“Çocuk nedir?” Kendimize
ve çevremize bu soruyu yönelttiğimizde alacağımız cevaplar da farklılık
göstermektedir. Herkesin hikayesi çok olduğu gibi herkesin çocukluk dönemi de
aynı değildir. Sahi çocuk nedir? Bu soruyu çevreme yönelttiğimde aldığım bazı cevaplar
şunlar; “Ailede söz sahibi olmayan ve hiçbir şeyin farkında olmadığı düşünülen
birey.”, “Kendisini çıkardığı ses ve yaptığı yaramazlıklar ile ifade etmeye
çalışan bir varlık.”, “Kendisine bakamayan ve bakıma muhtaç olan ailenin bir
parçası.”, “Sevgi gösterilmesi ve ilginin eksik tutulmaması gereken bir birey.”
Aldığım bu farklı cevaplardan yola çıkarak soruyu sorduğum kişilerin çocukluk
dönemlerinin tahmin edilmesi de güç değildir. Çevremde bu soruyu sorduğum
kişilere “Peki senin çocukluğun nasıldı?” sorusunu yönelttiğimde ise aldığım
cevaplar “Çocuk nedir?” sorusuna verilen cevaplara yakındı. Çocuğun tanımına
gelecek olursak, çocuğun tanımını en iyi kendimiz biliriz diyebiliriz. Çünkü
verilen cevaplara karşı çıkmak pek de mümkün değildir.
Çocuklar ebeveynler
tarafından anlaşılması güç bireylerdir ya da anlaşılmak istenmeyen bireyler de
diyebiliriz. Çocuklarında sorun olduğunu düşünen ve hareketlerini anlamlandıramayan
bazı ebeveynler çocuklarını terapiste getirirler.
Winnicott çocuğun semptomlarına
saygı göstermenin önemli olduğunu söylemiştir. Çünkü çocuğun, ruhsal
gelişiminde çatışma yaratan bir olayı simgeleyebilmesi için semptoma
gereksinmesi vardır. Semptom çocuğun anlamına erişemediği bir dil olarak
karşımıza çıkar ve ebeveynlere yöneliktir. Çocuğun semptomları ebeveyndeki bir
sıkıntı veya rahatsızlığı dile getirebilir. Çocuğun semptomları, ebeveynlerin
kaygısı karşısında hissettiği kaygı ve çaresizliğe karşılık gelir. Çocuk terapide
aslında ebeveynlerinin sözcüsü durumundadır. Kendi anne babaları ile olan
sıkıntılarını dile getiremeyen ebeveynler çocukları vasıtasıyla terapiste bu
konuları aktarırlar.
Ebeveynler çocukların
gizemli dilinin arkasına saklanır ve kendileri yerine çocuklarını terapiye
götürür. Çocukları vasıtasıyla kendi anne babaları ile çözemediği sıkıntıları
çözmeye çalışırlar.
Ahmet Fidan
Merhaba. Ben Ahmet Fidan. 2000 yılında Muğla'nın Marmaris ilçesinde doğdum. İzmir'de yaşıyorum. Sakarya Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde son sınıf öğrencisiyim.