ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI
Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre kanunlar kapsamında erken yaşta
reşit olma durumu hariç her birey 18 yaşına kadar çocuk olarak kabul
edilmektedir. Çocuk ihmal ve istismarı çocuğa bakım veren kişi ya da başka
herhangi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen uygunsuz ve hasar verici
nitelikte olan eylemlerdir (Onat ve ark, 2015). Başka bir ifadeyle on sekiz
yaşından küçük bireylere yapılan kötü muamele, istismar ve ihmal olarak kabul
edilir. Yapılan uluslararası çalışmalarda her beş kadından birinin ve her on üç
erkekten birinin çocukluk çağında cinsel tacize maruz kaldıkları, yetişkinlerde
ise her dört kişiden birinin çocukluğunda fiziksel istismara maruz kaldıkları
sonucuna varılmıştır (WHO, 2014). İstismar, yalnızca yaşandığı dönemi değil,
bireyin yaşamını uzun yıllar boyunca etkileyecek bir travma durumudur.
Çocuk istismarı; fiziksel
istismar, cinsel istismar, duygusal istismar ve ihmal olarak dört grupta
incelenmektedir.
1.Fiziksel
istismar, çocuğun belirli bir
kaza dışı yaralanması olarak tanımlanabilir (Hancı İH. 2002; Polat O. 2004 akt.
Tıraşçı Y., Gören S., 2007) . En sık rastlanan istismar türüdür. Çocuğa bakım
veren bireylerin yanı sıra diğer bireylerin de itaati sağlamak, cezalandırmak
veya öfkelerini boşaltmaları amacı ile çocuğa elle veya aletle vurma, itme,
sarsma, yakma ya da ısırma ile çocuğun vücudunun herhangi bir bölgesinde iz
bırakacak biçimde ya da iz bırakmasa dahi şiddet uygulayarak çocuğa zarar
vermesidir. Fiziksel istismara uğramış olan çocuklarda sosyal işlevsellik
alanında birçok eksiklik gözlenmektedir (Tıraşçı Y., Gören S., 2007). Fiziksel
istismara uğramış olan çocukların yakın ilişki kurmakta zorluk çektikleri,
yoğun öfke ve istismar içeren ilişkiler kurdukları gözlenmektedir (Tıraşçı Y.,
Gören S., 2007).
2.Cinsel istismar, çocuğun
kendisinden en az altı yaş büyük biri tarafından cinsel doyum sağlamak amacı
ile zorla veya ikna edilerek kullanılması ya da başkasının bu amaçla çocuğu
kullanmasına izin verilmesi olarak tanımlanmaktadır (Hancı İH.,
2002, akt. Tıraşçı Y., Gören S., 2007). Tecavüz, ensest ilişki, teşhircilik,
cinselliği kışkırtan konuşmalar gibi birçok etken cinsel istismar spektrumu
içerisinde yer almaktadır (Tıraşçı Y., Gören S., 2007). Çocuk istismar türleri
içerisinde en zor tespit edileni cinsel istismardır. Kadınlar için -17,
erkekler için ise %5-8 arasında yaygınlık gösterdiği düşünülmektedir ( akt. Tıraşçı
Y., Gören S., 2007). Yine cinsel istismar, her ekonomik düzeyde
görülebilmektedir. Ancak cinsel istismar hikayesine sahip ailelerde genel
olarak rastlanan patolojiler şu şekildedir: boşanma, alkol ve madde kullanımı,
cinsel problemler, sosyal izolasyon, otoriter ebeveyn tutumu, rol çatışmaları
vb ( akt. Tıraşçı Y., Gören S., 2007). Çocuk istismarının ortaya
çıkartılmasında en önemli adım çocuğun kendinin istismara uğradığını ifade
etmesidir. Ancak bu durumun yetersiz olduğu zamanlarda hekim muayenesi sonucu
elde edilen fiziksel bulgular da önemli bir yere sahiptir. Cinsel istismara
uğramış çocuklarda genel olarak kaygı bozuklukları kısa bir zaman içinde ortaya
çıkabilmektedir. Bunu uyku bozuklukları, kâbuslar, fobiler, bedensel yakınmalar
ve korku tepkileri gözlenmektedir (Green
A. 1996, akt. Tıraşçı Y., Gören S.,
2007).
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile ikincil enürezis sıklıkla
ortaya çıkmaktadır (Elliot
AJ, Peterson LW, 1993). İstismarın erken
döneminde amnezi, fantezi kuma, trans benzeri durumlar ile uyurgezerlik ortaya
çıkmaktadır (Pelcovitz D, Kaplan
S, Goldenberg B, 1994). Bu bireyler
çoğunlukla depresyon görülmekte benlik saygısında hasar ortaya çıkmaktadır.
İstismara uğrayan bireylerde intihar davranışları da sıklıkla gözlenmektedir (Livingston R., 1987). Yapılan araştırmalarda cinsel istismar geçmişine sahip olan
çocukların, diğerlerine oranla daha fazla cinsel saldırıda bulunduğu
bildirilmiştir (Pizarro
RA, 1999 akt. Tıraşçı Y., Gören S., 2007).
3.Duygusal istismar, günlük
yaşamda en sık rastlanan istismar türlerindendir. Ebeveynler ya da diğer
yetişkinler tarafından saldırgan tavırlara maruz bırakılmak ve çocuktan
kabiliyetlerinin üstünde bir performans beklemek duygusal istismar olarak
tanımlanır (Tıraşçı Y., Gören S., 2007). Çocuğa bağırma, onu reddetme,
aşağılayarak küfretme, korkutma, yalnız bırakma, tehdit etme, yıldırma,
yanıltma, duygusal yönden ihtiyaçlarını karşılamama, gelişim döneminin üstünde
sorumluluklar bekleme, değer vermeme, önemsememe, bağımlı kılma, otorite kurma,
kardeşler arasında ayrım yapma görülen duygusal istismar türleridir. Duygusal
istismara maruz kalan çocuklarda aileden uzaklaşma, bağımlık kişilik
geliştirme, gergin olma, uyumsuz ve saldırgan davranışlarda bulunma gibi durumlar
ortaya çıkabilmektedir (Tıraşçı Y., Gören S., 2007). Bunların dışında duygusal
istismar, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de olumsuz yönde
etkilemektedir. Duygusal istismara maruz kalan çocuklar, normal zihin
kapasitesine sahip olmalarına rağmen öğrenme güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi
problemler yaşamaktadırlar. Duygusal istismar çocuğun hem kişiliği hem de
başarısı üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır.
İhmal ise çocuğa bakmakla yükümlü olan kişinin yükümlülüğünü yerine
getirmeyerek beslenme, giyim, medikal, sosyal ve duygusal gereksinimleri
karşılamama ve gerekli ilgiyi göstermeme ile çocuğu fiziksel ya da duygusal
yönden ihmal etmesi olarak tanımlanmaktadır (Polat O., 2004 akt. Tıraşçı
Y., Gören S., 2007). İhmalin tanısı fiziksel ve cinsel istismara göre oldukça zordur.
İhmal pasif, istismar ise aktif davranış biçimini ifade eder. İhmal, özellikle
büyüme geriliği bulunan bu sebeple de psiko - sosyal uyum güçlüğü çeken ve
eğitim ihtiyaçları karşılanamayan çocuklarda akla gelmelidir. Çocuk Hakları
Sözleşmesi'nin 19. maddesi uyarınca çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu olanlar,
bu haklarını çocuğa zarar verecek biçimde kullanamazlar. Devlet, çocuğu anne,
babanın veya çocuğun bakımından sorumlu başka bireylerin her türlü kötü
muamelesinden korumak, çocuğun istismarını önlemek ve bu tür davranışlara maruz
kalan çocukların tedavisini amaçlayan sosyal programlar hazırlamakla
yükümlüdür. Yine Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 34. maddesinde çocuğun her türlü
cinsel sömürüye ve cinsel suiistimale karşı koruma güvencesinin devlet
tarafından sunulduğu belirtilmiştir. Mevzubahis sözleşmenin 39. maddesinde ise
silahlı çatışma mağduru olan çocukların bedensel ve ruhsal sağlığının
korunmaları veya buna yeniden kavuşmaları için taraf devletlerin uygun önlem almakla
yükümlü oldukları belirtilmektedir. İstismar ve ihmalle ilgili çeşitli kanun
maddeleri bulunmakla birlikte Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 232. maddesinde de
kötü muameleden bahsedilmektedir.
Çocuk istismarının fark edilmesi ve tanı konmasında görevli bireylerin
farkındalığı ve konu hakkındaki bilgi birikimleri ile motivasyonları önemli bir
yere sahiptir. Çocuk ihmal ve istismarında adli tıp uzmanları, psikolojik
danışmanlar, psikologlar, çocuk gelişim uzmanları ve sosyal hizmet uzmanları
başta olmak üzere birçok bireye büyük görevler düşmektedir. Bu anlamda çocuk
istismarı ile karşılaşabilecek meslek gruplarının konu hakkında eğitim alarak
duyarlı ve bilgili hale gelmeleri gerekmektedir.
Eda Selin Şahin
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümünden 2022 yılında mezun oldum. Eğitim hayatım süresince çeşitli kurum ve kuruluşlarda gönüllü ve zorunlu stajlar yaptım. Halen ruh sağlığı alanında hizmet veren birçok topluluk ve platformda çeşitli görevlerime devam etmekteyim.